«

Türk Töresi aileden devlete, kişilerin ilişkilerinden toplumun düzenine kadar her alanda yazılı olmayan temel kurallar bütünüdür. Türkler “Töre” demiştir. Latinler ve Yunanlarda ise Nomos, Araplarda ise Namus adını alır. Temeli tanrısal olan ve toplumun yaşantısını düzenleyen, genelde yazılı bir kaynağı olmayan yasalardır. Bu alanda yapılan çalışmalara Ziya Gökalp’in Türk Töresi adlı eseri örnek verilebilir.

Türk Töresi

türk töresi

Ziya Gökalp (ö. 1924)’in aktardığına göre, Vilhelm Thomsen (ö. 1927), “törüg” tabirini “kanun” diye tercüme etmiş, başka bir yerde ise müesseseler olarak anlamlandırmıştır. Ziya Gökalp’in aktarımıyla Orhun Abidelerinde yer alan “Türk Oğuz Beyleri ve Boyları işitiniz! Yukardan gök basmadıysa, aşağıdan yer delinmediyse, sizin ilinizi ve törenizi kim yıkabilir?” ifadeleri eski Türk bozkır hayatında “İl” ve “Töre”nin vazgeçilmezliğini göstermektedir. Ziya Gökalp’e göre yazılmış yasalardan başka yazılmamış teamüller de törenin içindedir. Hukukî törenin yanı sıra, dinî ve ahlaki töreler de mevcuttur. Töre kelimesinin, Türk kelimesiyle bir cevherden olması muhtemeldir ve Türk/Törük kelimesi “töre sahibi olan/töreli” anlamında yorumlanmalıdır. 

türk töresi

Bu yasalar binlerce yılda evrimleşmiştir ve temeli büyüğe saygı, küçüğe sevgidir. Bu temel Andımızda’da okunmaktadır. Türk Töresini sadece geniş bir açıdan bilinir, madde madde detaya indiğimizde günümüzde hâlâ açıklığa kavuşturulamamıştır. Atasözleri ve deyimlerde, gelenek ve göreneklerde, düğün ve derneklerde, yazılı ve sözlü kaynaklarda, yabancıların Türklerle ilgili eserlerinde, gündelik davranış ve sohbetlerde bu yasalara rastlanabilir.

Töre sözcüğü Eski Türkçede türetilmek, yaratılmak ve düzenlenmek anlamlarına gelen törü- fiilinden gelir. Türkçedeki en eski yazılı örneğine 735 yılında törü şeklinde (“kanun, örf, düzen” anlamında) rastlanır.

Törenin Oluşumu ve Gelişimi

Türk Töresi zamanla oluşmuş, gelişmiş ve evrimleşmiştir. Bütün bozkırlarda belki binlerce seneden beri yaşayan bir töre vardır. Büyük Türk Kağanlarından, halkın kendisine bir çok kişi bu töreye tabii olmuştur. Kağandan istenen de ancak bu törenin geçerliliğini temin etmektir. Töre üç kaynaktan gelmektedir: Kağan, halk ve kurultay. Bunlar gelenek şeklinde nesilden nesle aktarılmaktadır. Ancak buradan Hanın tek başına istediği töreyi koyma selâhiyetinin olduğunu düşünmek hatalı olur. Nitekim, Bilge Kağan’ın Budizm’in kabûlünü istemesine rağmen isteği reddedilmiştir.

Aynı zamanda Osmanlı Harp Madalyası Takan Nazi Askerleri  yazımız ilginizi çekebilir.

Talha Aygün Hakkında

Talha Aygün

Tarih ile ilgili makaleler yazan birisiyim.