«

Selçuklu mimarisi, Anadolu Selçuklu Devleti’nin hüküm sürdüğü dönemde gelişen Türk mimarisi tarzını ifade eder. Bu mimari tarz, İslami mimari ve Türk geleneksel mimarisi unsurlarının birleşimini yansıtır. Selçuklu mimarisi, camiler, medreseler, hamamlar, kervansaraylar, saraylar ve türbeler gibi yapılarla öne çıkar. Bu yapılar, genellikle kesme taşlar, tuğla ve mozaikler kullanılarak inşa edilmiştir.


Anadolu Selçuklu Devleti

selçuklu mimarisi

Anadolu Selçukluları Ortaçağ’da Anadolu’da hüküm süren bir Türk devletidir. Sultan I. Alparslan’ın 1071’de Malazgirt Meydan Muharebesi’nde Bizans İmparatorluğu’na karşı kazandığı zaferin ardından, Türklerin Anadolu’daki hakimiyeti hızla arttı. Anadolu Selçuklu Devleti, Selçuklu İmparatorluğu’nun bir parçasıydı ve Anadolu’ya Türk göçlerinin başlamasından sonra kuruldu. Bu göçlerin nedeni, OrtaAsya’da yaşayan Türk kabilelerinin göçebe yaşam tarzını sürdürememesi ve daha verimli araziler arayışıydı. Anadolu Selçukluları, Türkmen beylikleri arasında öne çıktı ve bölgede önemli bir güç haline geldi. Anadolu Selçuklu Devleti, 1075’de Tuğrul Bey’in kardeşi Süleyman Şah tarafından İznik’i fethederek kuruldu. Devlet, başlangıçta çatışmalı bir dönemden geçti ve Bizans İmparatorluğu ile savaşlar yaşadı.

selçuklu mimarisi

Anadolu Selçuklu Devleti’nin en önemli dönemlerinden biri, I. Alaeddin Keykubad dönemidir (1219-1237). Bu dönemde, devletin sınırları en geniş seviyesine ulaştı ve Anadolu’da Türk kültürünün gelişmesi için birçok eser yapıldı. Ayrıca, bu dönemde Türkler, Anadolu’da önemli bir etnik ve kültürel güç haline geldi. Anadolu Selçuklu Devleti, Moğol istilası sırasında zayıflamaya başladı. Ancak, Anadolu Selçuklu Devleti’nin kültürel ve sanatsal mirası hala günümüze kadar ulaşmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti, Türk tarihinin önemli bir parçasıdır ve Türk kültürüne önemli katkılarda bulunmuştur.


Selçuklu Mimarisi

Selçuklu mimarisi, Türk mimarisi tarihinde çok önemli bir yere sahip olup, özellikle Anadolu’da çok sayıda örneği bulunmaktadır. Bu mimari tarz, İslam sanatı ile Türk mimari geleneğinin birleşmesiyle ortaya çıkmıştır. Selçuklu mimarisinin özellikleri arasında kubbeler, tonozlar, portal girişler, geometrik desenler ve kabartmalar yer alır. Selçuklu mimarisinde, özellikle de camilerde, kubbe ve minarelerin bir arada kullanımı yaygındır. Selçuklu mimarisi, aynı zamanda süsleme sanatında da ilerlemişti. Bu mimari tarzda kullanılan mozaikler, freskler ve çiniler, ayrıntılı geometrik desenler ve bitkisel motiflerle süslenir. Bu süslemelerde sıklıkla kullanılan renkler arasında yeşil, mavi, sarı ve turuncu yer alır. Selçuklu mimarisi, Türk tarihinde önemli bir yer tutar ve Türk kültürüne önemli bir katkı sağlamıştır. Bu mimari tarzın örnekleri hala Anadolu’da ve diğer bölgelerde bulunabilir ve ziyaret edilebilir.

Selçuklu mimarisinin en önemli örnekleri arasında Divriği Ulu Camii ve Darüşşifa, Erzurum Ulu Camii, Sivas Ulu Camii, Sultanhanı Kervansarayı, Karatay Medresesi ve Alâeddin Camii gibi yapılar yer alır. Selçuklu mimarisinde kullanılan malzemeler arasında kesme taş, tuğla, kerpiç, ahşap ve çakıl taşları yer alır. Mimari tarzın karakteristik özellikleri arasında kemerler, kubbeler, tonozlar, geometrik desenler, kabartmalar ve yüksek minareler yer alır. Selçuklu mimarisi, İslami sanatın farklı formlarını benimseyerek Türk geleneksel mimarisi ile birleştiği için, bu mimari tarzın diğer İslami mimari tarzlarından ayrı bir yeri vardır. Selçuklu mimarisi, Türk kültürü ve tarihine önemli bir katkı sağlamış ve günümüzde de hala bu mirasın izleri Anadolu’da ve diğer yerlerde görülebilir.

Selçuklu mimarisi, Anadolu Selçuklu Devleti’nin hüküm sürdüğü dönemde inşa edilen önemli yapılarla doludur. İşte Selçuklu mimarisine örnek yapılar:

  1. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Sivas: Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Selçuklu mimarisinin en dikkat çekici örneklerinden biridir. Bu yapı, Anadolu’daki en eski ve en önemli sağlık merkezlerinden biri olarak kabul edilir.
  2. Erzurum Ulu Camii, Erzurum: Erzurum Ulu Camii, Selçuklu mimarisinin en büyük camilerinden biridir. Cami, Anadolu’da inşa edilen en yüksek minareye sahip olup, Selçuklu mimarisinin karakteristik özelliklerini yansıtır.
  3. Sultanhanı Kervansarayı, Aksaray: Sultanhanı Kervansarayı, Selçuklu mimarisinin en iyi korunmuş örneklerinden biridir. Bu kervansaray, Anadolu’daki en büyük kervansaraylardan biridir.
  4. Karatay Medresesi, Konya: Karatay Medresesi, Selçuklu mimarisinin en önemli eğitim kurumlarından biridir. Medrese, Selçuklu mimarisinin karakteristik özelliklerini taşıyan özellikle güzel bir mihraba sahiptir.
  5. Alâeddin Camii, Konya: Alâeddin Camii, Konya’nın en eski ve en önemli camilerinden biridir. Cami, Selçuklu mimarisinin karakteristik özelliklerini yansıtır ve Anadolu’daki en büyük camilerden biridir.

Divriği Ulu Camii ve Darrüşifası

selçuklu mimarisi

Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Anadolu Selçuklu mimarisinin en önemli eserlerinden biridir. Sivas ilinin Divriği ilçesinde bulunmaktadır ve 13. yüzyılda Mengücekli Beyi Ahmed Şah tarafından yaptırılmıştır. Cami, kare planlı bir yapının üzerine inşa edilmiş büyük bir kubbe ile örtülüdür. İçindeki taş işlemeleri, ahşap oymaları, freskleri ve mozaikleri ile o dönemin Selçuklu sanatının en önemli özelliklerini yansıtmaktadır. Caminintaş işçiliği oldukça zengin ve birçok geometrik motif, bitki ve hayvan figürleriyle süslenmiştir. Ayrıca, kubbe etrafındaki kaligrafik yazılar da oldukça dikkat çekicidir.

Darüşşifa ise, camiyebitişik bir yapıdır ve Anadolu Selçuklu dönemi hastanelerinin en güzel örneklerinden biridir. Darüşşifada, şifalı su kaynağı ve bitkisel ilaçlar gibi tıbbi tedavi yöntemleri sunulurdu. Darüşşifanın mimarisi de oldukça dikkat çekicidir ve üzerinde geometrik motifler, bitki figürleri ve kaligrafik yazılar bulunmaktadır. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır. Bu yapı, Anadolu Selçuklu mimarisinin en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir ve Türkiye’nin kültür turizmi açısından önemli bir merkezidir.


Erzurum Ulu Camii

selçuklu mimarisi

Erzurum Ulu Camii, Türkiye’nin doğusunda, Erzurum şehrinin merkezinde yer alan bir tarihi camidir. Cami, Anadolu Selçuklu mimarisi özelliklerini taşımaktadır. Cami, 12. yüzyılın sonlarında Saltukoğulları Beyliği’nden Melik Nasırüddin Muhammed tarafından inşa ettirilmiştir. Caminin yapımında kırmızı renkli tuğlalar kullanılmıştır. Caminin üstü kubbe ile örtülmüştür ve kubbenin üzerinde taş işçiliği ve geometrik motiflerle bezeli bir şerefeli minare yer almaktadır. Cami, dört adet ayaklıklı bir kubbe sistemiyle örtülmüştür. Caminin iç mekanı oldukça geniştir ve üç bölümden oluşur. İç mekanı süsleyen taş işçiliği, kakma işçiliği ve geometrik desenler, döneminin Anadolu Selçuklu mimarisi özelliklerini yansıtmaktadır. Mihrap, minber ve kürsü de caminin iç mekanını süsleyen öğelerdir.

Caminin içindeki bazı bölümler, Osmanlı dönemi boyalı cam tekniği kullanılarak yapılmış fresklerle süslenmiştir. Cami ayrıca, 19. yüzyılda yaşanan bir yangında hasar görmüş ancak daha sonra onarılmıştır. Erzurum Ulu Camii, Türkiye’nin en önemli tarihi yapılarından biridir. Tarihi dokusu, mimari özellikleri ve kültürel önemi nedeniyle turistler tarafından sıklıkla ziyaret edilmektedir. Ayrıca, Erzurum Ulu Camii’nin çevresinde Erzurum Kalesi, Yakutiye Medresesi, Çifte Minareli Medrese gibi tarihi yapılar da bulunmaktadır.


Sultanhanı Kervansarayı

selçuklu mimarisi

Sultanhanı Kervansarayı, Anadolu Selçuklu Devleti döneminde 13. yüzyılın başında, Kayseri-Sivas karayolu üzerinde inşa edilmiş bir kervansaraydır. İnşa edildiği dönemde, Anadolu’daki ticaret yollarının en önemli kavşak noktalarından birinde yer almaktaydı. Sultanhanı Kervansarayı, dikdörtgen şeklinde bir yapıya sahiptir ve ulaşımı kolaylaştırmak için yolun hemen yanında yer alır. Kervansarayın içinde, ortasında avlu olan iki katlı bir yapı vardır. Avlunun etrafında, konaklama amaçlı kullanılan odalar yer alır. Kervansarayın girişinde, iki adet yüksek kemerli giriş kapısı vardır.

Kervansarayın inşasında tuğla, taş ve moloz kullanılmıştır. İnşaat tekniği, dönemin Selçuklu mimarisi özelliklerini taşır. Kervansarayın üzeri ahşap çatı ile örtülüdür. Dış cephesinde, kemerli giriş kapıları ve süslemelerle bezeli sıralı sütunlar yer almaktadır. Kervansaray, konaklama amacıyla kullanılan odaların yanı sıra, yemeksalonları,hamam,ibadetmekanı, hayvanların barındığı ahırlar ve güvenlik amacıyla kullanılan gözetleme kulesi gibi bölümleri de içinde barındırır. Sultanhanı Kervansarayı, Türkiye’nin en iyi korunmuş kervansaraylarından biridir ve Anadolu Selçuklu Devleti döneminin mimari eserlerinin en önemli örneklerinden biridir. Kervansaray, tarihi ve kültürel önemi nedeniyle turistler tarafından sıklıkla ziyaret edilmektedir.


Karatay Medresesi

selçuklu mimarisi

Karatay Medresesi, Anadolu Selçuklu Devleti döneminde Konya’da inşa edilen bir medresedir. İnşa tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, muhtemelen 1251-1252 yılları arasında Sultan III. İzzeddin Keykavus tarafından yaptırılmıştır. Medrese, sadece eğitim amacıyla değil, aynı zamanda cami olarak da kullanılmıştır. Medresenin büyük bir bölümü günümüze kadar korunmuş ve restore edilmiştir. İnşa edildiği dönemdeki Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Karatay Medresesi, dikdörtgen şeklinde bir avlunun etrafında yer alan iki katlı bir yapıdır. Medresenin avlusu, üçgen alınlıklı revaklarla çevrilidir. Revakların altında sıralanan sütunlar ve kemerler, dönemin Selçuklu mimarisi özelliklerini taşır.

Medresenin içinde, avlunun doğu tarafında yer alan cami bölümü, yüksek bir kubbe ve kıvrımlı hatlarla bezeli minare ile öne çıkar. Caminin içinde yer alan mihrap ve minber de dönemin Selçuklu sanatının özelliklerini taşır. Medresenin diğer bölümleri, derslikler ve öğrenci odalarından oluşur. Medrese, mimari yapısı ve süslemeleriyle dönemin Selçuklu medreselerinin en güzel örneklerinden biridir. Medrese, aynı zamanda Anadolu Selçuklu Devleti’nin eğitim ve kültür hayatındaki önemli yerini de gösterir. Günümüzde, medrese bir müze olarak kullanılmaktadır ve turistler tarafından sıklıkla ziyaret edilmektedir.


Alâeddin Camii

selçuklu mimarisi

Alaeddin Camii, Konya’da Anadolu Selçuklu Devleti döneminde inşa edilmiş bir camidir. Cami, Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biridir ve Konya’nın simge yapılarından biridir. Cami, Sultan I. Alaeddin Keykubad döneminde 1235 yılında açılmıştır. Yapımında kullanılan taşların büyük bir kısmı, çevredeki eski Bizans ve Roma yapılarından alınmıştır.

Cami, dikdörtgen bir avlunun etrafında yer alan dört eyvanlı bir plana sahiptir. Avlunun ortasında yer alan şadırvan, caminin güzelliğine güzellik katar. Caminin iç kısmı, kubbe ve tonozlarla örtülüdür ve taş işçiliği ve süslemeleriyle dönemin Selçuklu sanatının en güzel örneklerinden birini oluşturur. Caminin ana giriş kapısı, mozaikler ve sütunlardan oluşan güzel bir görünüme sahiptir. Caminin en önemli özelliklerinden biri de, minberidir. Minber, mermerden yapılmıştır ve geometrik desenler ve bitkisel süslemelerle bezenmiştir. Ayrıca camide yer alan mihrap da oldukça dikkat çekicidir ve Selçuklu sanatının özelliklerini taşır. Alaeddin Camii, Anadolu Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biridir ve döneminin mimari ve sanatsal zenginliğini yansıtır. Cami, günümüzde hala kullanılmakta olup, yerli ve yabancı turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği bir yapıdır.

Ayrıca Osmanlı Harp Madalyası Takan Nazi Askerleri yazımız ilginizi çekebilir.

Talha Aygün Hakkında

Talha Aygün

Tarih ile ilgili makaleler yazan birisiyim.